Sadece Gerçek logo

The Arrivals – Gelenler belgeseli gerçeği

Gelenler belgeseli gerçeği

Gelenler belgeseli

Bu belgesel günümüzdeki şeytani firavun soyunun; kurduğu sistemi, sistemin elemanlarını, sistemin yapısını ve taşeron kurumlarından bahsetmektedir.


50 bölümden meydana gelen ” Wake Up Project (Uyanma Projesi) ” adı altında çıkarılan bu belgesel. Birçok güzel konuya değindiği gibi itikadi açıdan birçok tehlikeli konuyuda savunuyor. Dinini iyi bilmeyen insanları çok kötü etkileyecek şekilde telkinler verdiriyor.

Dün bu konuda yazacağımı belirttiğimde arkadaşımızın birisi şöyle demişti: ” Bu belgesel, dinler arası diyalog fikrini savunuyor. ” Evet aynen böyledir.

Ama bunlar, aşama aşama yapılıyor.Öncelikle belgesele girişte Kur’an’ı Kerim’den Bakara Suresindeki 102. Ayeti ile konuya yabancı kişilere güven verici ve gizemli bir giriş yapıyorlar. Ardından deccaliyet hakkında ve onun sistemi hakkında ve Kudüs’teki Tapınak şovalyeleri ve devamında gelişen Masonluk hakkında ve en son ise Yeni Dünya Düzeni (New World Order) hakkında, kısa kısa kesitler sunuyor. Tabi bu konularda hiç bilgisi olmayan insanları, verilen bu kısa bilgiler cezbediyor.

Bu bölümün ardından ” akıl kontrolü ” adlı bölüm geliyor. Bu bölümde ise medyanın yaptığı manipüle ve hilelerden bahsediyor. Medyanın insanları nasıl kitleler halinde yanlışı savunmaya ittiğini gösteriyor.Bunu yaparken, bir ateist olan George Carlin’in 90’lı yıllardaki konuşmasından yararlanılıyor. Burada verilen mesajlarda doğru olması sebebiyle izleyicinin güveni pekişiyor.

” Akıl kontrolü ” adlı bölümden sonra ise; ” Çocuklara yapılan akıl kontrolü ” adlı bölüm geliyor. Bu bölümde ise çocuk ve gençlere hitab eden ünlü şarkıcıların çarpıcı görüntülerinin yanında, birde çizgi filmlerdeki subliminal yani bilinçaltına gönderilen gizli mesajlardan bahsediyor. Tabi ki bu konuda bilmeyenler için çok cezbedici bir konudur. Güven tazeleme işlemi bu bölümde de devam ediyor.

Devamında ise 4. bölüm olan; ” Deccaliyetin temelleri ” adlı bölüm geliyor. Bu bölümde ise ünlü bazı firmaların üzerindeki logolar ve ” Philipp Morris ” adlı tütün şirketinin logosu ve İngiliz kraliyet arması logosunun aynı olmasını vurguluyor ve bu arma hakkında İncil’den pasajlarla bir varsayım çıkarılıyor. İşte ilk ve yavaş yavaş dinlerarası diyalog tohumu burada yavaş yavaş atılmaya başlanıyor. Tabi önceki bölümlerden gelen merak ve güven duygusu, bu bölümü beyninde pek sorgulamanı gerektirmiyor

Ardından en dikkat çekici, güven verici ve bilmeyenler için şaşırtıcı bilgilerin geldiği ” Şeytani mimari ” adlı bölümü geliyor. Doğru bilgilerin bulunduğu ve çok şaşırtıcı bir bölüm olan bu bölüm, onlara yani Abdullah Hashems gibilerine olan güvenin pekişmesini sağlıyor.Ayrıca bu bölüm çok önemli bir bölümdür. Olumlu ve olumsuz enerjiden daha sonra detaylı bahsetmek üzere, bu bölümde de kısaca değinilir.

Bu bölümün ardından ” Deccalin temelleri ” adlı bir bölüm daha gelir ve enerjiden bahsedilir ve dünyadaki enerjiden bahsedilir ve burada binaların şekillerine göre enerji akışı sağladığından bahsedilir, Kâbe ve Hz. Ömer camii gösterilerek müslümanları, bazı kiliseleri göstererekte Hristiyanları kendilerine çekerler.Kubbe, minare, sekizgen yapıların enerji akışından bahsederler. Burada doğrunun yanına yanlışı katıyorlar.Çünkü kiliselerde şeytana ve onun avaneleri olanlara ibadet edilir. Çünkü İsevilik, Yahudiler tarafından bozulmuş ve içine bir sürü putperestliğin ve haç işaretinin girdiği Hristiyanlık şeklini almıştır. Ayrıca incili de defalarca bozmuş ve değiştirmişlerdir.

Ama bu bölümde kiliselerde de Allah’a ibadet edildiğini gösteren materyaller barınmaktadır. Bingo ! Dinlerarası diyalog zihinlere işlenmeye başlıyor.

Aslında tek tek bu bölümleri anlatmak, yazıyı çok uzatır. O yüzden yazıyı kısa tutmaya çalışmak adına bölümleri atlayarak, birkaç bölümden daha alıntılar yaparak ve sonuç kısmında görüşlerimizi yazarak, yazıyı sonlandıracağız İnşa’Allah

Bölümlerin devamında şeytani binalardan, holywood gerçeğinden, sanatçıların nasıl deccale hizmet ettiğinden bahseden mateyaller devam etmektedir. Madonna’nın nasıl şeytana hizmet ettiğinden, ” Kabala ” adlı Yahudi büyü kitabından, tek göz simgesi olan, Horus’un gözünden ve bu kitapta seks/tantra ayinlerinden bahsederek ve bunları yaparak seküler, dinsiz bir düzen getirmeye çalıştıklarından bahsederek devam eder.

Ardından 16. bölümde İslam dininin medya tarafından nasıl bir öcü gibi gösterildiğini, 11 eylül saldırılarının islamı terör gibi gösterme amaçlı olduğundan, holywood’un arapları hep kötü gösteren yayınları kasıtlı yaptığını itiraf eden bir yönetmenden alıntılar vardır.

Ardından 19. bölümde ufo konusuna giriş yapılır, bu konuda ise yanlış belirttikleri görüşler mevcuttur.Gelenler belgeseli ufoların hepsini şeytanın hizmetkarı cinler olarak belirtir.Oysa bu yanlıştır.


Ancak şunu belirtmekte fayda var. Ufo fenomeni adlı bölümlerde sapkın ufo tarikatları da vardır ki bunlardan ” Osho ” adlı sapkın adamın tarikatı da örnek gösterilebilir. Türkiye’de ise ” Dünya Kardeşlik Birliği ” adı altındaki bu tarikatta…Bunların çoğunluğu cinlerle iş yürütmektedir. Ama uzayda hayat vardır ve bu apayrı bir konu.

Ayrıca asıl subliminal mesaj hakkında bilgi 22.bölümde verilmektedir.

Gelenlerin 39. bölümü olan ” Peygamberin soyu ” adlı belgeselde Hz. Hasan efendimizi, Hz. Muaviye zehirletti iftirasını atan bu belgesel ve sahipleri; Hz.Ebubekir, Hz.Ömer ve Hz.Aişe annemize söven ve lanet eden Şia itikadındaki sapıklar olduklarını ele veriyorlar. İşte kanıt !

Gelenler belgeseli gerçeği

Oysa gerçek şudur;

Hz. Hasan (ra) kırk gün hasta yattı. 5 Rebîu’l-Evvel 50 (2 Nisan, 670) günü vefat etti (Sıfatü’s-Safve, I, 762). (Bazıları bu tarihin hicrî 49, 50, 51, hatta, 54. yılı olduğunu söylemişlerdir. (el-İsâbe, I, 330). Ölüm sebebi olarak zehirlendiği söylenir. Zehirleyenin de kendi hanımı Ca’de binti el-Eş’as b. Kays olduğu rivayet edilir. Hasta yatarken kardeşi kendisine kimin zehirlediğini sorduysa da, o buna cevap vermekten kaçındı. Hatta bu zehirlenmeden önce üç defa daha aynı girişimde bulunulduğunu, fakat onları atlatmayı başardığını söyler. Bu son içtiği zehirin başka olduğunu ve herhalde öleceğini ona açıklar. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, II, 15).



Ayrıca 39.bölümde örnek şahiyetler arasında Che Guevera, Mahatma Gandi gibilerinin yanı sıra Şiilerin ordusu olan Hizbullah’ın yöneticilerinden birinide gösteriyor;
Gelenler belgeseli gerçeği


İşte gerçek kaynaklarda bile kimin zehirlediği belli değilken Hz. Muaviye’ye iftira atmak sadece Şiilerin işidir.

Devam edelim 40. bölüm olan ” Ortak alan ” adlı belgeselde eğer çeviride hata yoksa, aynen şu cümle geçiyor; ” Bir şeyh Allah kutsasın, bir haramın güzellik getirebileceğini söylemişti. ” İşte aşağıda ekran görüntüsü. 

Gelenler belgeseli gerçeği

Bu nasıl bir sapkınlıktır ? Haram nasıl hoş görülebilir ? Şiiler takiyye yapmada çok ustadırlar. Bunu bu belgeselde çok iyi gözlemleyebiliyoruz.

Belgeselin devamında ise geriye kalan ve güven tazeleme adına diğer önemli bilgiler verilmeye başlanıyor. Kabe ve 9-11 ritüeli, soylar ve illuminatinin akrabalık bağları gibi…

Daha sonrasında çakralardan bahsedilen özgür insan ve mükemmel insan bölümleri geliyor ve son olarak 50. bölümde; yine bir Şia propagandası yapılıyor ve İran’ın kurduğu Hizbullah’ı Mehdi A.s’ın ordusu sayıyor. İşte aşağıda ekran görüntüsü;

Gelenler belgeseli gerçeği


Sonuç olarak Gelenler belgeseli, itikadi açıdan sağlam olan, ehl-i sünnet vel cemaat itikadini iyi bilenler için faydalanılacak bir belgeseldir. Ancak !

Daha en temel islami bilgileri bilmeyen ve hak mezhebler hangileridir ? Şia mezhebinin sapkınlığını bilmeyenlerin izlememesi gerekir. Ayrıca dinini düzgün bilmeyenlerin dinlerarası diyalog fikrine de kapılma riski olduğunu söyleyelim.

Dinini iyi bilen ve ehl-i sünnet vel cemaat itikadını iyi bilen ve yaşayanların, bazı bilgileri alma adına izlemesini tavsiye ederim ama mezheb ve şia propagandası yaptığı bölümler hariç olarak tabiki.

Ama dinini iyi bilmeyen birisinin ve itikadın daha ne demek olduğunu bile bilmeyen birisinin izlemesine karşıyım. İzlememesi daha hayırlı olur. 



Ayrıca yeri gelmişken Zeitgeist belgeseli hakkında da konuşalım. Zeitgeist belgeseli tamamen ateizm propagandası yapmaktadır. Yani gerçeklerin yanında sapkınlıkta veriyor. Bunu farkedenler içinse Gelenler belgeseli piyasaya sürülüyor. Onlar da Şiilik propagandasına veya dinlerarası diyalog propagandasına kapılıyor. Yağmurdan kaçayım derken doluya tutulmak işte buna denir. Zeitgeist belgeselinin izlenip izlenmemesi hakkında da Gelenler belgeseli hakkında söylediklerimin aynısıdır.

Etiketler:

Paylaş:

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore