Sadece Gerçek logo

Nuh aleyhiselamın gemisi hakkında şaşırtıcı bilgiler

Nuh aleyhiselamın gemisi hakkında şaşırtıcı bilgiler

İmam Ebu Cafer, İbni Abbas (r.a.)’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir:

“Havariler, Meryemoglu İsa’ya: “Gemiyi gören bir adamı diriltsen de bize onu anlatsa..” dediler. İsa (a.s.) onları bir toprak yığınının yanına götürdü. Oradan bir avuç toprak aldı. “Bunun ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” diye cevap vermeleri üzerine: “Bu, Nuh oğlu Ham’ın mafsal yumru kemiğidir.” dedi. Bastonuyla vurarak: “Allah’in izniyle (kalk)” deyince de Ham, ağarmış başındaki tozları silkeleyerek ayağa kalktı.



İsa (a.s.) ona: “Ölürken bu halde miydin?” diye sordu. O da : “Hayır.. Ölürken gençtim. Ama şimdi dirilirken kıyamet koptuğunu sandım. Bu nedenle başımdaki saçlar ağardı.” diye cevap verdi. Hz. İsa, ona: “Bize Nuh’un gemisinden söz et” deyince, şunları anlatmaya başladı:

“Boyu 1200, eni 600 zira idi. Üç katlıydı. Bir katında hayvanlarla canavarlar, bir katında insanlar, bir katında da kuşlar vardı. Hayvanların pislikleri çoğalıp gemiyi doldurunca Cenâb-ı Allah Nuh’a, filin kuyruğuna dürtmesini vahyetti. Dürtünce, kuyruğundan biri erkek, diğeri dişi bir çift domuz peydahlandı. Bunlar pislikleri yemeye başladılar. Fare gemiyi delmek için kemirmeye başlayınca da Cenâb-ı Allah, Nuh’a aslanın iki gözünün arasına vurmasını vahyetti. Vurunca burnundan biri erkek, diğeri dişi bir çift kedi peydahlandı. Bunlar fareyi yakalayıp yediler.”

Nuh a.s’ın Kargaya bedduası

Hz. İsa ona: “Nuh (a.s.), şehirlerin sular altında kaldığını nasıl anladı?” diye sordu. Ham cevaben dedi ki:

“Kendisine haber getirmesi için kargayı gönderdi. Karga bir leş bulup üzerine kondu. Bunun üzerine Hz. Nuh korkak olsun diye ona beddua etti. Karganın evcil olmayışı bundandır. Daha sonra güvercini gönderdi. Dönüşte güvercin, gagasında bir zeytin yaprağı, ayağında da birazcık çamurla geldi de Hz. Nuh, böylece şehirlerin sular altında kalmış olduklarını anladı. Boynuna yeşil bir kuşak taktı. Ünsiyet ve güvenlik içinde olması için dua etti. Güvercinin evlere alışık olması da bundandır.”

Etrafindakiler, Hz. İsa’ya dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bu adamı (Ham’ı) evimize götürsek de, yanımızda oturup bizimle konuşsa olmaz mı?.” dediler. Hz İsa ise; “Dünyadan rızkı kesilmiş olan bir adam nasıl sizinle beraber olur?.” diyerek bu öneriyi reddetti. Ve Ham’a: “Allah’ın izniyle eski haline dön!.” dedi. O da toprağa dönüştü… Bu gerçekten garip bir rivayettir.

Nuh’un gemisinde ne kadar kalındı? Farklı dillerin ortaya çıkışı nasıl oldu?

Alba b. Ahmer, İkrime’den, o da İbni Abbas’tan rivayet etti ki:

“Gemide Nuh’un yanında çoluk çocuklarıyla beraber seksen erkek (hanımlarıyla beraber) vardı. Orada yüz elli gün kaldılar. Cenâb-ı Allah gemiyi Mekke’ye yöneltti, kırk gün süreyle Kâbe’nin çevresinde dolandı. Sonra onu Cudi’ye yöneltti, Cudi’nin üzerinde karar kıldı. Nuh (a.s.), kendisine yeryüzünün haberini getirsin diye kargayı keşfe gönderdi. Karga gidip bir leşin üzerine kondu. Bunun üzerine Nuh (a.s.) güvercini gönderdi. Güvercin bir zeytin yaprağı getirdi. Ayakları da çamurlanmıştı. Bunun üzerine Nuh (a.s.), yeryüzünden suların çekilmiş olduğunu anladı. Cudi dağının eteklerine indi. Orada bir köy kurdu. Orayı ‘Seksen Köyü’ diye adlandırdı. O gün oraya yerleşenlerin dilleri seksen lisana ayrıldı. Bunlardan biri de Arapçaydı. Oradakiler, birbirlerinin dillerini anlamıyor, Nuh (a.s.) onlara tercümanlık yapıyordu.”



Katade ve diğerleri dediler ki: Nuh ve beraberindekiler, Receb ayının onunda gemiye bindiler, 150 günlük bir yolculuk yaptılar. Gemi, onları getirip Cudi’nin tepesine kondurdu. Muharremin onunda, yani aşure gününde gemiden çıktılar. İbni Cerir’de buna muvafık bir haber rivayet ederek, gemiden çıkış gününde oruç tuttuklarını sözlerine eklemiştir.(1)

Tabiin’den olan Vehb b. Münebbih (r.a) der ki:Hz. Nuh’a her canlıdan bir çift alıp gemiye koyması emredildiğinde: “Ya Rab! Aslanla sığırı, oğlakla kurdu, güvercinle kediyi nasıl bir arada tutacağım?” diye sordu. Allah: “Peki bunları birbirine kim düşman kıldı?” diye sorunca, Hz. Nuh: “Sen” karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah: “Öyleyse ben onları birbirlerine ısındırırım ki, birbirlerine zarar vermesinler” buyurdu.(2)

Dipnotlar

1-) İbni Kesir, El Bidaye ve’n Nihaye, Çağrı Yayınları, Cilt:1, Bölüm:4
2-) Ebu Nuaym el-Isbehânî, Hilyetu’l-Evliya ve Tabakât’ul-Asfiyâ, Cilt: 3, 1. Baskı, İstanbul – Ocak 2015, Syf: 107

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore