Bir ilaç kimyageri olarak, kolesterol düşüren ilaçlarla ilgili ürkütücü kanıtları keşfettim. Kimyasal olarak bu ilaçlar “statinler” ismiyle biliniyor. Ticari olarak bilinen adları atorvastatin (Lipitor), fluvastatin (Lescol), lovastatin (Mevacor), pravastatin (Pravachol), simvastatin (Zocor) ve rosuvastatin (Crestor). Bu ilaçların kalp hastalığını önlediği inancı kat’i surette yanlış; hatta daha da önemlisi tehlikeli!
İlaç firmalarının tüm dünyaya yaydığı kolesterol düşürme masalı, insanlık tarihindeki en ölümcül sağlık efsanesi olarak düşünülebilir. Pek çok araştırma mütemadiyen, kolesterolümüz ne kadar yüksekse o kadar uzun yaşadığımızı göstermektedir. Yani, kolesterol seviyemiz ne kadar düşükse o kadar da
kısa yaşıyoruz.(1) Bu gerçek kamuoyundan gizlenmiş ve ilaç firmalarının sümen altı ettikleri bilgiler arasına atılmıştır.
Bu gerçeğin gizlenmesi milyonların papağan gibi “LDL kolesterolün kötü kolesterol olduğu”nu tekrarlamasına yol açmıştır. Bu efsane milyonlarca kişide statin bağımlılığına sebep olmuştur. Gerçeği söylemek gerekirse, kötü kolesterol ancak çocukları leyleklerin getirmesi kadar gerçektir. Buna inanmak sağlığınızı mahveder. Kolesterol düşürücü ilaçlarla ilgili gizlenmiş gerçekler kadar, kalp hastalıklarından doğal yollarla nasıl kurtulabileceğinizi de sizlerle acilen paylaşmam gerekiyordu. Bu bilgileri sizin de çevrenizdekilerle de paylaşacağınızı ümit ediyorum. Bu husustaki bilinç arttıkça, kalp hastalığı kaynaklı ölümler
azalacaktır.
Bu kitap, hem toplum geneli, hem de ilaç endüstrisinin etkilediği kişiler için yazıldı. ilerideki sayfalarda bahsedilen gerçekleri anlamak için sadece biraz entelektüel birikim ve sağduyuya sahip olup, ilaç endüstrisinden bağımsız düşünebilmeniz yeterlidir. Diğer bir deyişle, eğer sağlık sektöründe maaşlı bir danışmansanız, ilaca tapanlardansanız, tıbbi mümessilseniz veya reçeteli ilaçlarla ilgili kendi işinizi kurduysanız, bu kitabı ve dünyadaki insanların sağlığına uygulanmasını anlamanız zor olabilir; ama imkansız değildir.
Sağlıklı insanları hastaya dönüştürmek
Amerikan Kalp Birliği verilerine göre, 105 milyondan faza Amerikalının toplam kolesterol seviyesi 200 mg/dl ve üzerindedir. İlaç endüstrisine göre, bu sayı 105 milyon potansiyel müşteri demektir!
Diğer üyelerin tümü Pfizer, Merek, Bristol-Myers Squibb ve Astra Zeneca gibi ilaç şirketleriyle mali bağlantılara sahiptir. UKEP, kolesterolle ilgili önerilerini topluma açıklarken hiç dile getirilmemişti.Kolesterolün hangi şekillerinin “iyi”, hangilerinin “kötü”; hangi düzeylerin “güvenli” veya “riskli” olduğunu belirleyen UKEP bilimi çirkin bir şekilde, başka bir amaç için saptırmıştı: Para hırsı…
UKEP’in profesyonel velvele memurları, gayet başarılı şekilde bir sorun yaratmışlar, ancak yanlış çözüm sağlamışlardır: “Fibratlar” ve “statinler” adı verilen kolesterol düşürücü ilaçlar… Sağlıklı kişileri hastaya çevirmenin ilaç firmaları için önemli bir iş modeli olduğu kanıtlanmıştır. Bu modelde bir sorun yaratılır (kolesterol) -bir tepki için beklenir -ve bir çözüm sunulur (kolesterol düşürücü ilaçlar)
Forbes Magazine dergisi, halen statinlerin ilaç tacirlerine her yıl 26 milyar dolar kazandırdığını belirtiyor.
* Çeviri notu: blockbuster- Dünya çapında 1 milyar dolardan fazla satan ilaçlar için kullanılan terimdir)
Tarihte, gerçekler hep karların gölgesinde kalmıştır. Aynı şey statin grubu ilaçlar için de geçerlidir. Bu ilaçların güvenliği ve etkinliği hakkındaki gerçekleri nadiren duyarsınız. Bunun yerine, yüksek ve güvenli kolesterol düzeyi olan sağlıklı kişileri hedef alan abartılı reklamları işitirsiniz. Ne kadar zor olsa da, abartılı reklamların örttüğü gerçeklere baktığımızda, aslında yüksek kolesterolün yaşam süresini uzatabileceğini, hiç yararı olmayan veya belli belirsiz bir yarar sağlayan statinlerin ise insan sağlığını tehlikeye attığını görüyoruz.
Kolesterol
Hekimler, ilaç üreticileri ve beslenmeye destek hapları satan firmalar, “kolesterolün vücudumuza düşman” olduğuna inanmamızı sağlayarak milyarlarca dolar para kazanmışlardır. Bu ifade, o kadar lüzumsuz bir şekilde tekrar edilmiştir ki, dünyadaki en saygın sağlık uzmanlarından bazılarının “tıp ahlakı”nı sakatlamış durumdadırlar.
Çoğu kişi, yeni statin grubu ilaçlar (Lipitor, Pravachol, Crestor, vb.) veya beslenme destekleriyle (kırmızı pirinç mayası* -[red yeast rice]. polikosanol, vb.) toplam kolesterolleri 225 mg/dL’den 1 80 mg/dL’ye düştüğü için kalp hastalıklarından kurtulduğunda ısrar eder. Şeker bağımlılığı, obezite (aşırı şişmanlık), insülin direnci (diyabet öncesi durum) ve yağ fazlalığı gibi diğer sorunları ise umursamaz.
Neyse ki, kolesterol ilacı bağımlılarının sağlık sigortaları bulunuyor. Çünkü buna ihtiyaçları var’ Kolesterol, vücudumuz için hayati bir maddedir. Kolesterol olmasaydı, hafızamız ve bağışıklık sistemimiz zayıflar, hormon düzeylerimiz bozulur, kansere yakalanma olasılığımız artardı. Bunun tam aksine, kolesterol düzeyimiz ne kadar yüksekse, o kadar uzun yaşıyoruz.
* Çeviri notu:Kırmızı pirinç mayası: pirincin Monascus purpureus mayasıyla fermente edilmesi sonucunda meydana gelen üründen elde edilen ekstre. Latincesi Monascus purpureus’tur.
Kolesterolünüzü düşürerek düzensiz kalp atışı riskinizi arttırın! San Diego Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, 75 yaşın üzerindeki kişilerde yüksek kolesterolün zararlı olmadığını, aksine koruyucu rol oynadığını belirtiyorlar. Bu uzmanlara göre, düşük kolesterol, kalp krizi geçirildiğinde başlıca ölüm nedeni olan aritmi (kalpte ritim bozukluğu) riskini artırıyor.
Toplam kolesterol düzeyinin artması, ömrü uzatabilir ve kanseri önleyebilir. Avrupa Kalp Dergisi 11 bin 500 hasta ile gerçekleştirilen 3 yıllık bir çalışmanın sonuçlarını yayınladı. Araştırmacı Behar ve arkadaşları, düşük kolesterol grubunda (toplam kolesterol düzeyi 1 60 mgldL’nin altı) göreceli ölüm riskinin yüksek kolesterol grubuna göre 2.27 kat yüksek olduğunu bulmuştur. Düşük kolesterol grubunda en çok kanser nedeniyle ölüm görülmüştür. Her iki grupta da kalp nedenli ölüm riski eşittir. Bu çalışmayı doğrularcasına, daha önceki
araştırmalar toplam kolesterol düzeyi 1 70 mgldL’nin altında tutulduğunda akciğer kanserinde artış olduğunu göstermiştir.
Yaşlıların yüksek kolesterolden kazanacağı çok şey vardır. Saygın tıp dergilerinden Amerikan Tıp Birliği Dergisi’nde “Kolesterol ve Ölüm; Framingham Çalışması’nda 30 Yıllık Takip” başlıklı bir makale yayınlandı. Bu ayrıntılı araştırma, 50 yaşından sonra yüksek kolesterol düzeyinin ölüm oranında artışla ilişkili olmadığını göstermiştir! Ancak, düşük kolesterol düzeyi (veya düşürülen düzey) ile ölüm oranında artış arasında doğrudan ilişki bulunmuştur. Tıp araştırmacıları, toplam kolesterol düzeyindeki yılık her 1 mgldL düşme için kalp damar hastalığından ölüm oranlarının yüzde 14 arttığını bildirmişlerdir.
Kalp hastaları, kolesterol düzeylerini arttırmaktan büyük fayda göreceklerdir. Kalp Yetmezliği Dergisi, Tamara ve arkadaşlarının “Düşük Serum Toplam Kolesterol Düzeyi, Şiddetli Kalp Yetmezliğinde Ölüm Oranında Artışla ilişkilidir” başlıklı makalesini yayınlamıştır. Kalp hastası bin 134 kişinin incelendiği çalışmada, düşük kolesterol düzeyinin kalp yetmezliği hastalarında daha kötü sonuçlarla ve yaşam süresinde azalmayla ilişkili olduğu, oysa yüksek kolesterol düzeyinin sağ kalım oranlarını attırdığı bulunmuştur. Ek olarak, bu ekibin bulguları, hastaların yüksek kolesterol düzeyinin hipertansiyon, diyabet veya koroner kalp hastalığı ile ilişkili olmadığını göstermiştir.
Toplam kolesterol düzeyinin 400 mgldL olması, 188 mgldL veya altında olmasından daha güvenli görünmektedir. 2003 yılında, Amerikan Geriatri Derneği Dergisi, Brescianini ve arkadaşlarının araştırma sonuçlarını yayınladı. Dört yıldan uzun bir dönem boyunca, 65-84 yaşları arasındaki toplam 3 bin 295 kişinin toplam kolesterol düzeyini inceleyen ekip çarpıcı sonuçlar elde etmiştir. Birçok başka faktör hesaba katılsa dahi, düşük (189 mg/dL’den az) toplam kolesterol düzeyi olanların ölüm riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuşlardır. Uzun ömürlülük açısından, toplam kolesterol düzeyinin 276 ila 417 mg/dL arasında olması, 1 89 mg/dL’nin altında olmasından daha iyi bulunmuştur.
Kolesterol düşürme efsanesi, “eğer herkes aynı şeyi düşünüyorsa, kimse düşünmüyor demektir” ifadesinin kanıtıdır.(4) Kolesterol, kalp hastalığında haksız yere sanık sandalyesine mahkum edilmiştir. Bu haksız suçlamadan kurtarılmayı hak etmektedir.
Kolesterol, insan vücudunun fonksiyonları için hayati öneme sahip “becerikli” bir bileşiktir ve diğer pek çok şey gibi, kolesterol düzeyleri de bireyler arasında büyük farklar gösterir. insanlarda, kolesterolün beş ana işlevi vardır:
1. Kolesterol vücutta cinsiyet hormonları da dahil olmak üzere steroid (kortizon benzeri hormon) üretiminde kulanılır. Bu hormonlar arasında testosteron, östrojen ve kortizon yer alır. Bu hormonlar vücut fonksiyonlarından pek çoğunu kontrol ederler.
2. Kolesterol karaciğerin safra asidi yapmasına yardım eder. Bu asitler yağ sindirimi ve artık maddelerin vücuttan atılımı için gereklidir.
3. Kolesterol hücre zarını sabit ve dengede tutan “yağ molekülleri”nin kenetlenmesinde rol oynar. Bu nedenle kolesterol tüm vücut dokuları için yaşamsal bir yapı taşıdır. Bu kadar yaşamsal bir molekülün düzeyini azaltmak saçmadır. Gözünüzün önünde canlandırabilmeniz için şöyle düşünün, eviniz vücudunuzu, çivileriniz da onu bir arada tutan kolesterolü temsil etmekte. Şimdi bu evden sadece birkaç çivi çekmeye çalışın! Ne oldu? Ev moloz birikintisine döner. Aynı şey, insan vücudu için de geçerli.
4. En çarpıcı olanı, kolesterol miyelin kılıfın önemli bir bölümüdür5. Miyelin kılıf, bakır tel üzerindeki kaplama tabakasına benzer ve elektrik uyarılarının geçişine yardım ederek beyin fonksiyonlarının en iyi şekilde yerine getirilmesini sağlar. Miyelin kılıf olmadığında, odaklanma zorlaşır ve belleğimizi kaybedebiliriz.
5. Son olarak, kolesterol bağışıklık sistemine de fayda eder. Kolesterol düzeyi yüksek olan erkeklerin bağışıklık sistemleri, kolesterol düzeyi düşük olanlardan daha güçlüdür. Bunun göstergesi de kolesterolü yüksek olanların lenfosit, toplam T-lenfosit, yardımcı T-lenfosit ve CDB+ lenfosit sayılarının daha yüksek olmasıdır. Ayrıca, hastalanmamıza sebep olan birçok bakteri türü LDL- kolesterol tarafından neredeyse tamamen etkisiz hale getirilmektedir.(6)
Kolesterolün önemini göz ardı ettiğimizde, şüpheci kişiler kalp hastalığını önlemek için kolesterol düzeyini düşürmemiz gerektiği efsanesine sıkı sıkı sarılacaklardır. Bunun nedeni, modern toplumda bu efsaneye her köşe başında (radyoda, televizyonda ve basındaki ilanlarda) rastlamamızdır.
Tereddüt içinde kalabilecek insanlara daha fazla açıklama getirmek adına “fibratlar” ve “statinler” diye bilinen kolesterol düşürücü ilaçlara daha yakından bakmalıyız. Eğer, kalp hastalığının suçlusu kolesterol olsaydı, ilaçların bu kitlesel katili önlemesi gerekmez miydi? İlk çıkan kolesterol düşürücü ilaçlar, yani “fibrat” grubu -hakkında kısa bir tarih dersi, kolesterol düzeyini düşürmenin, kalp hastalığını önlemeyeceğini göstermiştir.
Kolesterol düzeyini düşürebildiğine göre, fibrat kullanımıyla, kolesterolü yüksek kişilerdeki kalp hastalığına bağlı ölümlerin önlenmesi gerekirdi. Oysa ki, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin kayıtlarına göre durum böyle olmamıştır.
Kongreye sunulan “Kolesterol Tedavisi- Klinik Çalışmalardaki Kanıtların Gözden Geçirilmesi” başlıklı raporuna göre, Amerika Birleşik Devletleri Genel Muhasebe Bürosunun ifadesi şöyledir: ‘Toplam ölümler (koroner kalp hastalığı ve tüm diğer nedenlerden kaynaklanan ölümler) göz önüne alındığında, çoğu meta-analiz kalp hastası olan veya olmayan kişilerle yapılan, fibratların kullanıldığı denemeler, belirgin fark olmadığını ve bu nedenle toplam sağ kalım oranlarında düzelme olmadığını gösterir.
İlaç firmalarının ve kolesterol efsanesiyle nemalananların bu sonuçtan memnun olmayacaklarını bilerek Amerika Birleşik Devletleri Genel Muhasebe Bürosu şu ifade ile noktayı koymuştur: “Kolesterol tedavisinin toplamda ölüm sayısını azaltmadığı bulgusu, çoğu araştırmacı için endişe vericidir ve kolesterol politikası hakkındaki tartışmaların çoğunun merkezinde yer alır.” (7)
Kolesterolün kalp hastalığına yönelik biçilmiş rolünü erkenden çürüten bu kanıtlara rağmen, ilaç “tacirleri” kolesterol ile ilgili korkutucu kampanyalarına devam ettiler. Bunun nedeni, “statin” adı verilen yeni kolesterol ilaçlarını satmaktı.
Sağlık ve uzun ömür, riskli, karmaşık veya pahalı bir şeyler anlamına gelmemeli. Kalp hastalığını önlemeye çalışırken kolesterol düşürücü ilaç kullanmanın riskini azaltmak için, toplum olarak FDA onaylı ilaç bağımlılığına hayır demeli ve yaşam tarzımızı değiştiren alışkanlıklar edinmeliyiz. Bu özellikle çocuklar için çok önemli. Ateroskleroz çocukluk çağında başlayabilir.
Sağlık bir gecede elde edilen bir şey değil, bir süreçtir. Birinci basamak, şeker ve yüksek karbonhidrat alımınızı kesmek veya iyice azaltmaktır. Bu noktalara odaklanmak basit ve etkin bir yöntemdir.
Sadece yaşamak yerine, canlı kalmak için bir karar alın.
Dipnotlar:
1-) Ellison, Shane. Health Myths Exposed. Copyright 2005.ISBN: 1 -4208-2.
2-) Jerome P. Kassier. Why Should We Swallow What These Studies Say? The Washington Post. Sunday, August 1 ,2004; Page 803.
3-) http://www.inpharm.com/External/lnpH/1,2580,1-4-5675-0-inp_intelligence_news-0-306068,00.html
4-) Quote from Walter Lippman.
5-) Simons M., Kramer E.M., Thiele , C., Stoffel, W., Trotter, J. Assembly of Myelin by Association of Proteolipid Protein with Cholesterol- and Galactosyceramide-rich Membrane Domains Journal of Cellular Biology. 2000 oct2; 151 (1):143-54. Björkhem and Meaney. Brain Cholesterol: Long Secret Life behind a Barrier. Arteriosderosis, Thrombosis and Vascular Biology. Arterioscler, Thromb Vasc Biol.2004;24:806-815.
6-) Ravnskov, Uffe. High cholesterol may protect against infections and atherosclerosis. Quarterly journal of Medicine 2003; 96:927-934.
7-) US General Accounting Office. “Cholesterol Treatment. A Review of the Clinical Evidence”. 1996.
Kaynak: Shane Ellison, Bir Masalmış Kolesterol (Orjinal isim: Hidden Truth About Cholesterol-Lowering Drugs) , Çev: Arzu Aygen, Hayy kitap, 1. Baskı, İstanbul Temmuz 2007, Syf: 11-23