Sadece Gerçek logo

Türkiye’nin S-400 Füzeleri: Özellikleri, Avantajları ve Tartışmaları

Türkiye’nin S-400 Füzeleri Özellikleri, Avantajları ve Tartışmaları

Herkesin bildiği gibi Türkiye’nin ordusu, dünyada hatırı sayılır güce sahiptir. Ama şu gerçek gözardı edilmemelidir. Türkiye’nin ordusunun en güçlü yanı kara kuvvetleridir. Bilinmelidir ki günümüzde ordu dediğimiz teşekkül eskide olduğu gibi sadece kara ordusundan ibaret değildir. Gelişen teknoloji ile birlikte deniz ve hava gibi iki önemli kuvvet daha meydana gelmiş olup bunlar da çıkacak bir savaşın seyrini değiştiren veya caydırıcı güç niteliği taşıyan diğer kuvvetlerdir.

Türkiye maalesef deniz ve hava kuvvetleri açısından, bazı komşuları ve süper güç dediğimiz devletlerden geri kalmış seviyededir. Evet ordumuz güçlüdür ama olaylara realist bakıldığında komşularımız ve çevremizdeki diğer devletler, Doğu Akdeniz’deki pastadan pay kapma yarışında bizden üstün durumdalar.

Doğu Akdeniz konusuna daha önce değinmiştik bu sebeple bu konuya tekrar değinmeyecek ve S-400 hava savunma sistemiyle ilgili bilgilendirmemize geçeceğiz. Dileyenler buraya tıklayarak Doğu Akdeniz ile ilgili yazımızı okuyabilirler.

S-400; Almaz Antey firması tarafından 90’lı yıllarda yapımına başlanmış lâkin Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra askerî alandaki ekonomik sınırlandırmalar nedeniyle uzun bir sürece yayılmış, öncülü S-300’ün modernize edilmiş hâli olan bir hava savunma sistemidir. Batı toplumları tarafından dahi hükümranlığı kabul edilmiş olan S-400; çoğu hava aracını imhâ edebilme yeteneğinin yanı sıra hem seyir hem de balistik füzeleri imhâ etme yeteneğini de içerisinde barındırıyor.

En başta Moskova’yı hasım bölgelerden gelebilecek füzelere karşı koruma amacıyla üretilen S-400; 2012 yılında ise Moskova’dan sonra Rusya’nın batı kesiminde kara bağlantısının olmadığı, stratejik bir öneme sahip olan bölgeye, yani Kaliningrad’a yerleştirilmişti.

Moskova Kaliningrad S-400
Kaliningrad’ın yanı sıra, 2015 yılında Suriye’deki Rus ve Suriye üslerini batı ve batının desteklediği muhaliflerden koruma hasebiyle Suriye’nin önemli bir liman kenti olan Tartus’a konuşlandırıldı. Şu anda ise Suriye’deki Hmeymim Hava Üssü’nde ve Hama’da S-400’lerin varlığı bilinmekte. Ayrıca yakın zamanda Rusya’ya katılan Kırım yarımadasının konumunu güçlendirmek için S-400 birimlerine yer verildi.

S-400 füze menzili

400km menzile ve 180km azami irtifaya sahip olan S-400, esasında 4 farklı füze kullanır:

S-400 füzeleri

400 km Çok Uzun Mesafe (40N6E), 250 km Uzun Mesafe (48N6), 120 km Orta Mesafe (9M96E2), 40 km Kısa Mesafe (9M96E) füzeleri. Yeni füzelerin ise yapımına devam ediliyor.

S400 nasıl çalışır?

S-400’ün nasıl çalışma prensibini öğrenme vesilesiyle, genel itibariyle hava savunma sistemlerinin çalışma prensibini de öğreneceksiniz. Resimde de görüldüğü üzere bir S-400 taburu; izleme radarı, komuta aracı, angajman radarı ve fırlatma rampasından oluşmakta.

S-400 nasıl çalışır

İzleme radarı tarafından izlenen/tespit edilen hedefler eş zamanlı olarak komuta aracına bildirilir. Komuta aracında hedefin analizi yapılır ve hedef bir tehdit niteliği taşıyorsa şâyet, fırlatma aracından hedefe doğru gidecek olan füze ateşlenir. Angajman radarı ise bu füzeye elektronik dalgalar yollayarak hedefe ulaşması için onu kontrol eder. Bunun teferruatına, teknik detaya boğulmamak adına girmiyorum, zirâ işin içine fizik giriyor.

 

S-400 neden bu kadar önemli?

S-400’ü hava savunma sistemleri arasında hükümdar konumuna getiren, almak için ülkelerin sıraya girmesini sağlayan unsurlara kısaca açıklamak gerekirse, bunları mâliyet ve teknik detaylar olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. S-400’ün mâliyeti 500 bin dolar dolaylarında iken, ona rakip sayılabilecek ABD yapımı Patriot sistemi ise 2-3 milyon dolar arasındadır. Bunun yegâne sebebi ise Rusların ‘know-how’ olarak tabir edilen ‘yapabilme bilgisi’ne bu konuda daha çok sahip olmalarıdır. Yani ar-ge çalışmalarında Rusya’nın daha az maliyetle bu işi halletmesi, bu fiyat farkını doğurur.

Diğer unsur ise teknik detaylar. Burada karşılaştırabileceğimiz en üst muadil Patriot’tur yine. Patriot balistik füzeleri 35 km’den vurabilirken, S-400’de bu mesafe 60 km dolaylarında. Balistik olmayan füzelere karşı Patriot 150 km koruma sağlarken, S-400’de bu mesafe 400 km’dir.

Ayrıca bahsetmeden geçilmeyecek nokta ise, S-400’ün mobilitesinin çok daha fazla olması. Olası bir tehlike anında S-400 10 dakikadan daha az bir sürede hazır olurken, Patriot’ta bu süre 30 dakika civarlarında. Sözün özü; S-400 rüştünü düvel-i muazzamaya ispat etmiş bir hava savunma sistemidir. Hâli hazırda Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve Türkiye sipariş vermiş durumda. Pek çok devlet ise bu sisteme sahip olmak için ilişkilerde bulunuyor. [1]

Türkiye neden S-400 alıyor?

Daha önce de söylediğimiz gibi Türkiye’nin hava savunma sistemi zayıf ve çıkacak olası bir savaş için bu açığını kapatması gerekiyor. Türkiye’ye daha önce Nato ülkelerinden olması sebebiyle Patriot’lar yerleştirilmiştir. Bunun yanında Eurosam denilen İtalya ve Fransa öncülüğünde üretilen Aster-30 adlı füze savunma sistemi de alınmaya çalışılıyor. Aster-30 ise daha çok deniz ve kara tabanlı bir füze sistemi olup bugün İtalya, İngiltere, Fransa ve Avrupa devletleri haricinde Singapur’un donanmasında bulunan gemilere de entegre edilen bir sistem olduğu görülmektedir. Aster-30 birçok yönüyle ABD’nin patriotlarından üstün ve üreticileri Nato üyesi olması sebebiyle ABD’nin S-400 kadar sorun çıkarması pek mümkün olmayan bir teknolojidir ve Avrupa’nın birçok donanmasında kullanılmaya başlanmıştır.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar; “CAATSA yaptırımlarına hazırlık yapıyoruz.”

Peki nedir CAATSA yaptırımları? Açılımı şöyle; Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act. Türkçesi ise; “Yaptırım Yasasıyla Amerika’nın Düşmanlarına Karşı Mücadele” demek. Yasanın özeti ise şu; İran, Rusya, Kuzey Kore gibi devletlere yaptırım uygulayan bir ABD yasasıdır.

Ne oldu da biricik müttefikimiz(!) ABD, S-400 alımıyla birlikte bizi düşman görür hale geldi? Acaba Türkiye’nin Nato ekseninden kaymasından mı tedirgin oluyor? Sorun sadece S-400 ise Norveç ve Yunanistan gibi ülkelerin S-400 almasına neden karşı çıkmıyor? Bunun cevabı başka bir yazı konusu.

S-400’ler Türkiye’de nereye konuşlanacak?

Bu sorunun cevabı henüz muallak olmakla birlikte, Rusya’dan sipariş iki batarya’dan bir tanesi Akıncı Hava Üssü’ne diğeri ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bir yere konuşlandırılması düşünülüyor. İddialardan biri de İstanbul’u korumak amacıyla batıda bir yere konuşlandırılacağı yönünde. Yani S-400’ler gelmeden bu sorunun cevabı şu an için önemli değil. Kaldı ki şöyle bir gerçek daha var ki S-400’ler Doğu Akdeniz’deki hava ve kara üstünlüğü gerektiren sorunumuza tam manasıyla çözüm olacak bir hamle değil maalesef.

Yine bir diğer gerçek S-400 tedariki ile füze saldırılarına karşı bir demir kalkan savunmasının olacağını düşünmek de gerçekle alakası olmayan, hayalci bir bakış açısıdır. Bugün Filistin’deki direnişciler bile İsrail’in demir kubbesini delip geçen füzeler atmaktadır. Tabi bu füzelerin arkasında da Rusya ve İran bulunmaktadır. Filistin’e gerçek bir destek varsa Türkiye’den değil İran’dan vardır. Tabi gerçekçi düşünürsek, İran bu desteği babasının hayrına da yapmıyor.

F-35 uçağı ve Türkiye bilmecesi

Bir diğer sıkıntılı konuda Nato’nun F-35 uçağı ve Türkiye’nin bu uçağı tedarik etme meselesi. Türkiye henüz bu uçakları tedarik edemedi. Bölgede bu uçakları en önce tedarik eden İsrail olması, onu Doğu Akdeniz’de hava savunması üzerine çok önemli bir hale getiriyor.

İşin bir diğer can sıkıcı yanı ise tedarik edeceğimiz F-35’ler tüm dünyadaki gibi radar reflektörlü gelecek. Türk F-35 resimlerine dikkat edilince, reflektörü görürsünüz. dolayısı ile F-35 üzerinde S-400 testi yapamayacağız. Çünkü uçaklar radara görünsün diye reflektör takılı. Bu testi yapabilmemiz için savaş çıkması ve ABD’nin reflektörü çıkarmaya izin vermesi lazım. ABD ben karışmam dese bile ben TSK yerinde olsam, barış zamanında yine de çıkarmasını tavsiye etmem. Sonuçta F-35 benim ve NATO’nun uçağı. Barış zamanı çıkarıp S-400 de F-35 kayıtları oluşup gelen Rus bakım heyetinin bunu kopyalayarak  F-35 S-400’de şu açıdan şu km de görülebiliyor istihbaratını Ruslara vermek olur bu hareket. Zaten S-400’ler gelirse F-35’i tedarik etme konusunda epey sıkıntı yaşayacağımız şimdiden belli oldu. Öyle bir halde ki Türkiye; “aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık” sözü hislerimize tercüman oluyor.

Faydalanılan kaynaklar: https://twitter.com/motunbeg/status/1130850859309445120

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore