Sadece Gerçek logo

Atatürk’ün Türk Tarihi Kurumu başkanına yazdığı sansürlenen mektubu

Aşağıdaki mektup, Atatürk’ün kendi eliyle Yalova’da kaleme aldığı Türk Tarih Tetkik Cemiyeti yani bugünkü Türk Tarih Kurumu başkanına yazdığı bir mektuptur. 16-17 Ağustos 1931 tarihli olan bu mektupta Kamal Atatürk’ün Hz. Ömer’e çıfıt ifadesi kullandığı gibi İkra Bismi Rabbi diye başlayan Alak Suresinin ilk ayetine de safsata dediği, kendi el yazısı ile mektupta açıkça görülmektedir. Mektubun el yazısı görüntülerini paylaştıktan sonra altında da okunaklı halini paylaşarak en sonunda da mektupla ilgili kaynakları vereceğiz. Ayrıca mektupta bazı kelimeler eski Türkçe olduğu için günümüz Türkçesiyle çevrilmiştir. Bazı kelimelerin anlamları yanına yazılmıştır.

 

Atatürk mektup 1. sayfa

M. Kemal Atatürk:

Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti Yüksek Başkanlığı’na

[Mektubumuza haşiyesi – açıklamadır]

“Mektubumuzda heyetinizin gözlemine çok şeyler arz olunduğunu zannederim. Bu görüşleri içeren mektup yazılıp zarfa konulduktan sonra çok önemli olduğu düşüncemizde bir defa beliren noktaları dikkatinize sunmayı ehemmiyetli (önemli) gördük. (Gördük kelimesi bir sonraki sayfada başta.)

 

Atatürk mektup 2.sayfa

Son senelerde İstanbul’da yayınlanan gazetelerde Roman diye okuduğumuz bazı tarihi eserler vardır ki, bunlar şüphesiz yüksek heyetinizin gözleminden kaçmış değillerdir; Bu roman sayfaları bence gerçek tarih belgelerinin (hakiki tarihi vesikaların) yorumudur; bu roman sayfalarında görülen şeyler yaklaşık şöyle açıklanabilir. Arabistan yarımadasının kumsal

Atatürk mektup 3. sayfa

çöllerinden; “Ikre, Bismi, Rabbi **safsatasını**” esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam’dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte (engel görmediler. Diğer sayfada)

Atatürk mektup 4.sayfa

Yazacağınız İslam tarihinin de bu cihetle (bu doğrultuda) toplayabileceğiniz vesikalara (belgelere) dayanarak açıklanmasını mühim (önemli) görürüm.

Kudüs’ün teslim olunması için Patrik’inin koyduğu şart üzerine Kudüs önlerine gelen Halife Ömer’in kölesi ile ortaklaşa ve değişerek bir deveye binerek yol aldığını…

Atatürk mektup 5. sayfa

ve asıl kilise yakınına gelindiği zaman deveye binmek sırası köleye geldiğinden ötürü Ömer’in yürüyerek; Arap ırkından başka ve yüksek ırklardan oluşan ordunun yüksek ve muhteşem huzurunda o ordunun kumandanlarına karşı yerden taş alarak atmak suretiyle gösterdiği çıplak ve çıfıt Araplık (Çıfıt hakaret manasında kullanılır. Yahudi anlamına da gelir.) malumunuzdur. 

Atatürk mektup 6. sayfa

Bunu artık Türk çocuklarına bir erdem gibi okutmakta ısrar gösteren notları göz önüne almalısınız. Bir hırka ve bir hurma hikayesi artık bir insanlık erdemi gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının bir çok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiğinden bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığı araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır.

***

Mektubun tamamı için buraya tıklayarak, Telegram kanalımızdan tamamına ulaşabilir ve indirebilirsiniz. Mektupta Hz. Ömer’e açık bir hakaret ithamının yanından Kur’an ayetine de safsata dendiği açıkça görülmektedir. Bizler hakaret ya da iftira derdinde de değiliz. Bizler Kamal Atatürk’ün hatırasına da saygısızlık etmiyoruz. Onun elinden dökülen resmi bir belge sayılan Türk Tarih Tetkik Cemiyeti başkanına yazdığı mektubu sizlerle paylaşıyoruz. Ayete safsata diyen kişinin inancının ne olacağını da okuyucuya bırakıyoruz. Bu mektubun kaynağı ise aşağıda paylaşılacaktır. Ayrıca Murat Bardakçı bile programında bu mektubun varlığını ve doğruluğunu onaylamıştır.

 

Bizler hakikatin peşinde olduğumuz için bunları paylaşıyoruz. Kamal Atatürk’ün ki soyadı kanunundan sonra adı ve soyadı aynen böyle olmuştur, kendisine hakaret veya saygısızlık etme derdinde de değiliz. Ancak kendisinin olmadığı bir cemiyetten, inanmadığı bir dinden gösterilmesi de aslında kör sağır bir şekilde sevenlerinin ona yaptığı saygısızlıktır.

Öte yandan mektupta eski Türk tarihi yazımında geçmişte tahrifat olduğu bir hakikattir. Ama ifadelere bakıldığında Kamal Atatürk’ün İslam dinine inanmadığı, İslam’ın yazılı kurallarına göre de ortada demek abartıya kaçmaz. Çünkü ayetlerin bir kısmına ya da yarısına inanmak, İslam dinine inanmayı sağlamaz. Müslüman olmak için Kur’an’ı Kerim’de bulunan 6236 ayete topyekûn iman etmek gerekir.

Kaynak: Atilla Oral, Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu, (80 Yıl sonra ilk kez, kendi el yazısıyla, sansürsüz!…), Demkar Yayınevi/Tarih Dizisi, İstanbul 2011, 1. Basım, sayfa 61-93

Bizi Takip Edin
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore